12 Kasım 2022

bardrop

çok sigara içtiğimi fark eden güzel bir kadın, çıkıp geldi yanıma ne dedi derdin. adımı sormadan giriştiği bu merakı, hitap etmeyeceği anlamına gelir. gece uzun ve kasvetli bir yer ankara, bu kadının evi ne kadar uzaksa, o kadar bu gece.

20 aralık 2021, 00:17

sabahsı

erkenden uyanıp yanımdan kalktığın ve seni evinin mutfağında bulduğum günlerin hatırını kıramam, hakkın geçti bana kaç kez. nasıl mutlu ettin beni asla tanımlayamam kelimelerle. pazar kahvaltılarımızı zehir etmeden önce çok mutlu ederdin ki beni, canım çok yanmasın. bu merhamet midir bir anlık düşün kendini? yoksa devasa bir çukura düşmek üzere olan birini, adımlarının sonunda mutluluğa kavuşacağı serabını gördürerek yürümeye devam ettirmek mi? sen karar ver. 

18 ocak 2022, 20:46

şehriciv

ankara'nın elleri doğar ölmüş gibi hissettiğinde

canlı cenazeni bile rahat bırakmaz

ölüyü öldürmek mümkün olsaydı

bu ancak bu şehre mahsus kılınırdı


hiçbir yeri huzur vermez böyle anlarda

şehrin köşelerini geçmişin tutmuştur

asfaltta eriyen sakız gibi yaşanmışlıklarda

senin olan her şey artık birer dutluktur


düştüğün gönül çukuruyla

şehrin cehennemini boylarsın

çekersin sevabıyla günahıyla

aptallığının diyetini harcarsın


bedelini ödeyip çıktığında dipten

artık kendin için büyük bir ursun,

aldırmadığın her hissi ölü doğurursun.


3 nisan 2022, 18:36

koku

bir yılda bin yıl yaşadım, bin otuzikime bastım bugün. kulağımda çatallaşan sesin, altımda salona serdiğimiz nevresim; biz kokmuş mu diye bir nefes çekerken yerle bir oluyor hevesim. huy çıkar can çıkmaz sen gelmeden.

2 şubat 2022, 03:44

makus

herkes talep görmek ister

bunun için arz eder kendini

mıknatıslı ya da yapışkanlı süsler

kapaklara asar bendini

geçici bir hevese kurban gittiğini

anlamayanlar için güzeldir günler

bilmemek mutluluk

bilmekse korkuluk

kaçırır insanı gölgeden

gerçeği isteyenler inceden

düşüncelere dalar hep birden

ne birbirlerine meylederler

ne de yaşamaya

arafta koşuşup dururlar

af dileyip kendileriyle barışmaya.


1 temmuz 2022, 16:33

ısınansu

sırtını kaşımanın verdiği bir baltaya sap olmaklık hissi kadar doyurmadı hiçbir başarı beni. sen kendini sevdirmedin bana, ben sevdim seni. bedelini de ağır ödedim, üstü kaldı. var sen düşün kalbindeki vebali. 

yaşanmaz değil, yaşarsın. senin gibiler gecikirler pişmanlıklara. sonra da tam vaktinde gelmiş gibi hissederler. canın yanacak, döktürdüğün her göz yaşı damlam için bir fenalık gelecek başına. beni anacaksın, anlayacaksın. özleyeceksin beni, sana benim gibi dokunmayacağını anladığında hiç kimsenin. beni bırakışına değil, böyle bırakışınadır sitemim. kurbanlıkların bile gözlerini bağlarlar. sen gözlerimin önünde öldürdün beni.


26 şubat 2022, 18:34

ankara'nın amına koyayım

dalgakıran mı girmiş köküne

ışıklardan dönünce girilen sokağın

ille de orada birikeyim diyor insanlar

bir lavabo gideri gibi tıkalı kaldırım

kuyruğun başını gören cennetlik

sonundaysa beklenmez biteviye, kaçın

kaçın ve denizin kokusuna aldırış edin

banklar boşken birini kapın

kendinize yer verin sahile nazır

vücudunuz oynamayı sevmiyorsa içinizden ayağa kalkın

seyyar balık ekmekçiler uzağınızda kalır,

kalsın

bir yürüme yılı mesafesi var, adımlarla çok yazmaz

bunlar nerede mi olur bazen, 

ankara'da;

deniz de var, insanlar da, 

farzen.

yürüyüş

var olmak kendini seçmektir

hangi karanlık pelerinini yaktıysan

giymekten vazgeçtiysen

bir insanı öldürmekten döndün

kendi zindanından yırttın

iyi hâlden salıverildin


var olmak kendini ekmektir

hangi karanlık tohumunu ezdiysen

ve büyütmekten vazgeçtiysen

saksısını kırmaktan döndün birinin

kendi hışmından yırttın

iyi hâlden salıverildin


var olmak kendini budamaktır

hangi karanlık yetini kırptıysan

bir insanı kırmaktan döndün

kendi idam sehpanı kırdın

iyi hâlden boynunu ipten çıkardın


var olmak geçmişe bakmaktır

hangi karanlık hamlene pişmansan

ve şahmat gururunu ezmeyecekse

bir kibrin hükümdarlığına son verdin

kralı ve çıplağını postuyla yere serdin


var olmak tutkuna tutunmaktır

hangi karanlık çalkantının köpüğünü aldıysan

ve kabarcıkları çocuklar gibi patlattıysan

izin vermedin nadir rastladığını kaybetmeye

kendini yalnızlıktan kurtardın

bir daha karşına çıkmazsa ne yapardın


var olmak kendini öldürmektir

hangi karanlık canavar ikizini aldırdıysan

ve yeşermesine ket vurduysan kara baharın

ölü doğacak ama evren kadar da yaşlı bir duygunun 

kesiri olmaktır

bölündüğün yeri unutmamak.


32 mayıs 2022, 03:28

yedek

tercih edilmiyorsun

gün kurtarılıyor seninle

buna maruz kalmayı seçiyorsun

yapma, konuş benimle


17 haziran 2022, 00:24

mehpüm

bir özlem duyuyorum

burnumda tütüyor bir şey

vuslat arzusuyla dolu soluk borum

sigarayı içime çekmeden içiyorum

kanıma karışamıyor zehri


nedir ki bu istediğim

boğazıma düğüm atabiliyor

fakat kendini açığa vurmuyor

gözlerimi oyun için bağladığını sanıyorum

körebede öldürmek yoktu diye biliyorum

beni yere yatırıyor

başımı bekliyor garezli bir şefkâtle

ruhumun bedenimi terk edişine şahit olmak için


bense tanımlamak istiyorum yılmadan

mana bulsam, eminim doğrulacağımdan

bir özlem duyuyorum

neye, kime, müphem

ama hissime tapıyorum

bir çekirdek, iki dirhem.


10 temmuz 2022 00:10

mezarlık

başımı yastığa koyuşumun boynuma bir yağlı urgan geçirmek ile benzeştiği gecelerdeki ağlayışlarımın hakkı ödenmez. hesabı verilemeyecek şeylerin öcü de alınamaz. ne yaparsa yapsın, bana sırtını dönüşündeki kabahat balçıkla sıvanamaz. simsiyah bir güneşin karanlığı gibi durur geçmişimde. yaralı yüzüm, yaralı vücudum gibi kusurlu her şey. mükemmel değil hiçbir şey. ben biliyordum bunu, o henüz öğrenmemişti ve gömdü diri diri beni. bin pişman geldiğinde mezarımdan çıkarmaya, çoktan değiştirdiğimi görecek yerimi. çünkü yaşamam gerek son pişmanlığına şahit olmam için. inadına yaşayacağım ve beni bir tanrı'ymışım gibi isteyişine tekrar şahit olacağım. 

1 temmuz 2022, 15:36

hergele

yanlış anlaşılma kaygısı ve bu kaygının cehennemi yaşatan hâli yanlış anlaşılmak, en çok da sevdiklerine karşı gerçekleştiğinde kıymetli hâle geliyor. hedefi ıskaladığında hissedilmesi gereken şey ya sapıyor sana geri dönmemek üzere, ya da bir bumerang gibi gelip sana saplanıyor "keşke"lerin kanatıcılığında.


"ben onu kastetmemiştim" cümlesi ne kadar kemirici, ne kadar acıtıcı olursa o kadar şiddetli sarf edildi bende o gün. anlaşılmak için ne kadar yırtınılırsa o kadar ayırdım kendimi kendimden, üstelik kâğıt kesiği gibi kendimi de kestim canımı yakarak. kesikler hâlâ acıyor. yardım et bana, olmadığım biri gibi hayal edip aklında, kurgulama sendeki nüfuzumu. 


ben yine aynı benim, anlık olaylar zinciriyle karılmış çimentolarla inşa etme kendindeki beni. yeniden yarattığına inandığım ruhumu, tıkıştırma geri geldiği yere. beni o kadar çaresiz bıraktı ki huysuzluğun; kendim gibi olmayı bırak, kendime bile yabancılaştım o ucu sivri cümlelerinle. ne yapacağımı şaşırdım. 


fakat sana hiçbir şeyi uydurmadım, anı kurtarmak için konuşmadım hiç seninle. "sandığın gibi değil"di hiçbir hamlem o gün. köşeye sıkışmış birinin şuursuz çırpınışlarıydı artık sona ersin bu an diye. yine koynuna alıp beni en iyi sen anlamaya başla artık diyeydi saçma sapan davranışlarım. beni sıkıştırdığın köşeden çekip çıkaracak olan da sensin. ben senin için yerleştim bu evrene, yerini beğenmiş bir çiçek gibiyim. yerimi değiştirme, yanıma gel. 


28.05.2021, 22:05

06 Ekim 2022

cızırtı atlası

bir radyo kanalını ayarlıyor zihnim

ankara frekansı benim kafada çekmiyor

bir ileri bir geri şakaklarım

parmak uçlarımın hassasiyeti de evlere şenlik

bir türlü yakalayamıyorum nostalji'yi

ellerim titriyor soğuğa daha kış kadar varken

ya da antenlerimi kırışından mütevellit

cızırtılı bir karanlık yokluyor ışığımı

"ışığımsın" hikâyesinin konçertosu tersten çalıyor

homurdanıp kesiyorum elektiriği.


bana aldığın kasetleri koyayım madem diyorum


sende kaldıklarını hatırlayıp kendim çalıyorum


kendim oynuyorum cesedimle


sahi sen beni öldürmüştün değil mi


ipini koparıp boynuma sarmıştın


hiç can çekişmeden razı olduğumu sanıyorsundur ölüme


dünyanın yörüngesini oynattı çığlıklarım


eski kulağı kesik gogh bile duymuştur


ama sen sağırın allahı.


ses tellerimin üzerine çıktın

kendin çaldın

kendin oynadın

kendinden çok başka birini


ya sen sen değildin


ya da ben insanlığa çok yabancı


kestiremedim umudun mevsimlik olduğunu.



20 Eylül 2022, 05:56

25 Eylül 2022

21'de Olduğu Gibi

23 eylül 21'de unutmamıştım, 22'de de unutmadım. 23 eylül 21'de anlamını yitirdi benim için eylülün 23'ü. 23 eylül 20'yi andım iki yıl dönümünde de sadece. hiçbir şeyleştirdin kendini, ellerinle, bende.

23 eylül 2022,  00:27

28 Temmuz 2022

tutkusur

hiç kimseyle sevişemedim seninle olduğu gibi
kokusu fakirdi kimisinin, dopdoluyken güzellik cebi
nefesi titretmiyordu içimi, kimisinin de sağırdı sesi
dudaklarımda his kaybı, önümde bir kadın ensesi
öpsem öpülmez, öpülse benzemez
terindeki tuzun tadına
söyledim kimi kadına
sen olmaya çalıştılar yâdıma
arzulanıyordum, arzulamıyordum
bu çorak hissimdeki çölün müsebbibi
hep sen oldun
ben sakladıkça seni
sen buldun beni
ellerinle boğmuş gibi.

26 Temmuz 2022

Biri

Keşke karşımdaki sandalyede hayatıma tek geceliğine dâhil olacak bir kadın oturuyor olmasaydı şu anda. Senin olmanı isterdim. Beni hiç kırmamış olarak, senin olmanı. Senden sonra hiç kimseye dokunmamış olmayı da dilerdim. Benden sonra hiç kimseye dokunmamış olmanı da. Ama hiçbiri mümkün değil. Hem kendimi biliyorum, hem seni tahmin ediyorum. Bir şeyler oldu. Sen başkalarıyla uyandın, ben başkalarıyla. Keşke böyle olmasaydı...

01 Temmuz 2022

alışmaya başladığım zamanlar

ağzımızdan yumurtladığımız zeytin çekirdekleri

sığ bir kâsede zeytinlerin yerini almış

ikimize yetecek kadar da biramız var

gözlerimiz birbirinden farklı iki afaka dalmış


bu geceyi unutmam

dizimde uyudun

ve uyandık tastamam

ıslağımla doluydun

ağzına kadar

şişeler boş

geçmişimiz uzun

geleceğimiz loş

yarına kadar.


ve birden aklımıza düşer

yaklaşık yarım saattir sevişmediğimiz

güneş doğmadan gardımız düşer

tekrar yanaşır vücutlarımız, tenlerimiz

hayranım sana, 

hayran gönüllüğümle.



Ocak 2021

yığın

birinin, suyu soğuk içmeyi sevdiğimi bildiği için evindeki buzdolabında bir şişe su bulundurmaya alışmasını özlemekten bahsediyorum. freni patlayan ruhumu bir onun hamlesi dizginler. efradını cami, ağyarını mani.

mayıs 2021

29 Nisan 2022

9 Şubat 2021

Başlığı bu tarih olan bir ses kaydı buldum telefonumda. En son onun için okuyup kaydettiğim bir Cemal Süreya şiirinin altında duruyordu. Merak edip açtım. Sadece nefes alıp veriş sesi vardı. Hatırladım. Yanımda uyurken kaydetmeye karar vermiştim. 1 dakika 8 saniye. Dinledim. Nefes alamıyorum. Hıçkıra hıçkıra ağladım, hiç utanmadan. Kimse yoktu yanımda, bir ben duydum beni.

23 Nisan 2022

ense

sana öyle sinirliyim ki, öyle de bi özledim ki. ne şiddetimi tahmin edebilirsin, ne de şefkâtimi. tam senin beni sevdiğin ve istediğin gibiyim. senin koynuna girmeye hazırlanırkenki temizlenişim, bana dokunmaya hazır hâle gelişim gibi. sandığın üzerine fotoğrafımı koyacak kadar beni isteyişin gibi.

20 ağustos 2021

10 Nisan 2022

hiçbir şey

ben hiçbir şeyi atamadım; ne hastane kartını, ne eskiye özleminin büyüdüğünü söylediğin anlarla bağdaştırdığın fotoğrafını, ne balkondan çekilmiş arkadan göründüğümüz fotoğrafı çizdiğin resmi, ne mektupları, ne romantika'yı, ne bilmukabele defterini, ne diğer defteri, ne hiçbir şeyi. hiçbirine de ne dokunabiliyorum ne de ortaya çıkarabiliyorum. ben böyle biriyim işte. bu ne biliyor musun? sen bana kendini sevdirmemişsin, ben sevmişim seni. bunları hak etmediğini biliyorum. sen bizi mahvettin.

ne söylediysem, ne yazdıysam hepsi sinirle çıktı benim ağzımdan. öfkem, onca yaşanmışlığa rağmen senin daha ayrılığımızın ilk haftasında bile sanki hayatına hiç girmemişim gibi bana yabancılaşmanaydı. sanki hiç sevişmemişiz, hiç aynı sofraya oturmamışız, seninle birlikte hiç çile çekmemişiz, ağlamamışız gibi yabancılaşmanaydı. bir çırpıda. olacak şey değil. hiç yakıştıramıyordum tanıdığım kadına. öfkeli sözlerim, arayışlarım hep bundandı. sana senden bağımsız bir öfkeyle yaklaştığımı düşündün sen ama. benimki, kırgınlığın öfkesiydi. kırılmış, çok kırılmış birinin öfkesi. senden bağımsız olarak kin duysaydım sana, sadece ayrıldığımız için kin duysaydım korkunu o zaman sağlam bir zemine oturtabilirdim. ben sana zarar verebilecek bir kinle dolmadım hiç, hiçbir zaman. yanı başımda otururken bile öyle bir öfkeyle hamle yapmadım sana, elimde olmadan susabildim sadece. yanındayken gözlerimin içine baka baka neler söyledin, nasıl aşağılıkça cümleler kurdun hatırlasana. ben sana ne yapabilirdim ki? öfkemi oturup anlamaya çalışmadın hiç. sadece sana zarar verebileceğimi düşünmek gibi bir gaflete düştün. 

14 Ocak 2022

şehr-i yeraltı

öptüm seni bir gün rüyamda

sesini unuttukça dinlediğim kayıtlara ağlayıp uyuyakaldıktan sonra

enseni avuçlayan sağ elim titriyordu ağlamaktan 

yatıştırıyordu beni boynuma sokuluşun


her şeyi kaçırışımıza hayıflandım bir ara

gündoğumunu

günbatımını

yasaksız sokakları, sabahları, akşamları

sarhoş argın şarkılar söyleyerek dönemeyişimizi eve

köşedeki çorbacıya uğrayamayışımızı

birlikte gülemediğimiz şakaları

ağlayamadığımız filmleri

gidemediğimiz tiyatro oyunlarını


ayrı kalışımızın alıp götürdüğü günler takılırken ağlara

içimdeki denizden tutuyordum hepsini

kabuklarını kaldırdığım yaralarımın altı 

tuzlu hıçkırıkların biriktiği bir şehr-i yeraltı.