30 Aralık 2021
öyle bir şeyler
01 Kasım 2021
ayna
15 Temmuz 2021
vankosa
vankosa'nın sen olduğunu görmek o kadar kolaydı ki. tahmin etmek demiyorum bak, görmek. keşke anlatsam da gülsek. küçük ayrıntılarla, hiç vakit harcamadan öğrendim üstelik. sen de yapabilirsin, şayet bir sahte hesapla merak edersem seni. yaparsın ama bilmiyorsun. keşke gülerek öğretseydim sana, kimler kimler çıkardı ortaya bizi merak eden kim bilir.
"yine neler saçmalamış" diyerek baktın değil mi. neler saçmalamışım. sen nasıl görürsen gör yazdıklarımı, haykırışımı. benim bunlar ve hiçbiri inan bana ne saçma ne de vakit kaybı. kendim için yazıyorum. okuyup da dünya üzerinde bir tek bana gösterdiğin taşlaşmış kalbini yumuşatırsa cümlelerim, ne âlâ.
dönüp dönüp aklıma düşüyor, bak düştü yine. nasıl ziyan saydığını söyler bir insan biriyle geçirdiği vakti, o kadar kıymetli anının üstüne. nasıl bir gözü dönmüşlükle düşünür ki bunu. gaddar olmak gerek, saf kötü, nankör olmak gerek bunun için. insanlıktan nasibini hiç almamış olmak gerek. hiçbir şey yapmamış, hiçbir zaman yanında olmamış olmam gerek bunun için. ya da seni aldatmış; senin yerine bir başkasına, gözünün içine baka baka yalan söyleyerek meyyal olmuş olmam gerek. ve bunu öğrenmiş olman senin de. sevgin azalır, aşkın azalır. biter de. beni hiç sevmezken, hayatında ben hiç yokken de sevgin yoktu içinde bana karşı. hiç rastlaşmasaydık hiç tatmamış olacaktım sevgini. bunları düşünerek avutuyorum kendimi, sevgi biter. ama "sana zerre saygım yok" diyebilmek için, hayatını mahvetmiş olmam gerek. sen çocuklar gibi hevesle bir parkta salıncağa binmek istediğinde aynı çocuklukla seni o salıncakta hiç sallamamış olmam gerek. senin de bana o malum kriz anında yanında olmamı deli gibi hiç istememiş olman gerek. sesimi duymak için efkâra düşüp düşüp beni hiç aramamış olman gerek, hem de ayrılmadan birkaç gün öncesine kadar. ne değişmişti, ne. rol mü yaptın. imkân vermiyorum buna. nasıl, nasıl söyleyebildin, aklım almıyor. düşün lütfen bunları, sana ve hayatında yeri olan herkese kendimi nasıl sevdirdiğimi, saygıda kusur etmediğimi düşün. annenin bana hayranlıkla, senin hayatında oluşumun verdiği güvenle bakışını düşün. benim hiç tanımadığım ve nasıl davranmam gerektiğini bile bilmeden ortasında kaldığım insanların yanında göğsümü gere gere nasıl senin yanında olduğumu düşün. hiç bilmediğim bir şehirde bir akşam bizim için kurulmuş akşam yemeği tepsisini düşün. seninle birlikte avluya kurulup oturduğumuz yer sofrasındaki birlikteliğimizi düşün. ben onlardım işte. onlar da benim, hayatına girdiği için pişmanlık duyduğunu söyleyerek küstahlık ettiğin adam da benim. evet küstahlık. bu olmasaydı birlikte en muaşaka içindeki çift biz olmaya devam ediyorduk şimdi.
herhangi biri de değildik ki birbirimizin hayatında. seni mutsuz etmiş olmam gerek her gün hiç ara vermeksizin. bunun olmadığını biliyorsun. nasıl bir gözü dönmüşlükle söyledin bunu bana, anlayamıyorum. yapılmaz değil, "yapmazsın." yapamazdın sen böyle bir kötülük, en azından bana. benim gibi hayatının odağına koyduğun birine, seni hayatının odağına koyup çevrende tavaf etmiş birine. sana ne yaptım ben? canımın içine yerleştirdiğim "sen"i hiç görmemiş olacak kadar kötü olamazdın. ne oldu sana, hâlâ inanamıyorum. gözümün önüne geliyor, gözlerim işitiyor, daha birkaç gün önce bana "seni öpesim geldi" deyişini.
birkaç zaman içinde, beni hayatına aldığın için pişmanlık duyabilecek ne yapmış olabilirim sana. içimi dökmek mi nedeni buralarda. mahrem neyi anlattım. itin götüne soktum kendimi, sen kıymetli büstünde hareketsiz, duygusuz dururken. kendimi itin götüne soksam da kim olduğumu çok iyi bilenlerin harfiyen anlayabileceği darağaçları kurdum kendime burada. çünkü rezil olmak şuursuzca yapılan eylemlerin insanların zihninde oluşturduğu etkiyi önemseme güdüsüdür. umurumda bile değil insanlar, senin aksine.
hatalarımı da toyluğumu da öpüp başımın üzerine koymuyorum ben. hepsi benim. hepsini sırtlandım ve üstünden geçtim kata kata kendime.
09 Temmuz 2021
Acz
senden öncekilere nasılsam öyle olmalıydım belki
kıymetsiz hissettirmeliydim sana
zor adam olmak var ya, onu yapmalıydım hep
ne sarıp sarmalamalıydım içimden geldikçe
ne öpmeliydim sen öpmek istediğinde razı olarak
beğenilme budalası kadınlardan da olmadığını sanıyordum
sen ihtiyaç duyuyorsun buna
biliyorum
birileri sana sunmalı komplimanlarını
başını döndürmek için uğraşmalı
ve bu yüzlerin hiçbiri, ötekinin aynısı olmamalı
övmeli bedenini gördükleri kadarıyla
görmek için arzu etmeli göremedikleri yerlerini
bunu seviyorsun sen
özledin birilerinin sana meyyal oluşunu
beğeniyorlar, hep beğeniyorlar birileri birilerini
biter mi
bu kadar acz içinde misin farkına varmak için kendinin.
özledin
o yalnız hâlini özledin
istediğini aralarından seçip de sonrasız hoşbeşler etmeyi özledin
bin bir yüzün sana meyyal oluşunu özledin
bu yanını törpüledin sanıyordum benim gibi
özlediğin tam olarak benim de allahını yaşadığım özgürlüktü
özgürlükten kastım ne, biliyorsun işte
yaşadığın gün kadar kadınla yalnızlandım yatakta belki
bir o kadarı da reddetti beni
hiçbiri içimde kalmadı
hiç aramadım o hâlimi ben
seviştin muhtemelen, dokundun birine, ne büyük prestij.
dokundular sana, sonsuza dek benim ilan ettiğin yerlerine, ne büyük prestij.
rüyama girdi kaç kez, rüyalarım korkutuyor beni
seninle ilgili gördüklerim daha da çok.
hiç kimse benim gibi koklayamaz
bunu nereden mi biliyorum
konuşturma şimdi beni, inciteceğim yoksa o beğenilmeye aç titrini
alternatiflerinin hep var olduğunu unutturdum sana
hep daha güzeli var, olacak, oldu da
ama seni ben eşsiz kıldım kendi nezdimde
bendeki bu sadakat olmasa haddini aşabilir miydin sanıyordun küçücük dünyana beni sığdıramayarak
eşsiz olduğunu bir benim kabullenmemle yetinmek istemedin
ve incelikli sandığım ruhunun geçici heveslerine boğuldun
ben, tek eşliliğin büyüsünü keşfetmişken
sen, eksiklerini tamamlamak için bir, ya da bilmiyorum, birkaç bedene daha kanıtlamak istedin kendini bir süre daha
varsın olsun.
8 temmuz 2021, istanbul
Bir Gece
yanımda terler içinde uyuyakaldın bir gece
ateşin vardı ve hiç uyumadım sabaha kadar
üstünü değiştirdim defalarca
benim tişörtlerimi severdin sen
sırılsıklam olmuş tişörtlerimi çıkarmak da hiç kolay değildi başından
kendinden geçmiştin ve sayıklıyordun
yutkunamayışını gördükçe ara sıra
benim boğazım düğümleniyordu acımasızca
soluğun da ötüyordu nefes alıp verirken
benim göğsüm bırakıyordu sanki yükselip alçalmayı
o geceyi hiç unutmuyorum
yanından bir an olsun ayrılmadım
sonra sen, fazlalık gibi davrandın bana küçücük dünyanda
içimin içinden de sana adıyordum kendimi bir kez daha
ne kadar basit değil mi bir cana teslim olmak hevesi
bunlar basit şeyler; çok basit, bulunur çabucak.
30 Haziran 2021
Anahtar
vecdimiz eşsiz ve kokumuz bir tek bize münhasır
aklımızı kaybederdik, sevişmelerimiz hatırlatır
ne geçmiş bize merhem ne biz geçmişe derman
kendimiz var ederiz de atiyi lakin biraz sabır
okült mabedimiz biz nerede koyun koyunaysak oraydı
sesin çehren bana dönük değilken bile başımı okşardı
ardına bir daha hayran oluşum da ensenden başlardı.
Romantika
sabahın bu saatlerinde uyanık olurduk oldukça terli
o salaş hâlin öyle güzel gelirdi ki bana
yalnız bunun için bile soğudum birçok güzel kadından vaktiyle
sanki ben çok şeymişim gibi
ama sen, çok şeydin benim için.
çirkin bir adam olduğumu düşündürtmedi hiçbir kadın bana
kendi bataklığıma kendim saplandım aynalar karşısında
ama hiçbir kadın da dokunmadı senin gibi vücuduma
izin vermedim hiçbirinin bu denli ruhuma alışmasına
kendi düzenimizi kurmaya başlayamamıştık bile
tıkılmışken iki sokak ve yalnızlık manyağı bir evin içine
hayalimizde romantika'dan arakladığımız buluşma yerleri tetikte
birkaçı dışında geri kalanı ikimizin de içinde ukte.
06 Haziran 2021
seni değil
ajda'yı mutfaktan salona taşımayı özledim
seni değil
buzdolabında benim için hazır tuttuğun şişeden su içmeyi özledim
seni değil
analog fotoğraf makinemizi sandığın üzerine gelişigüzel koymayı
içinde mektuplarımın ve ilk alışveriş listemizin durduğu kutuyu
takılarının asılı olduğu kancaları
terinin sindiği ve üstündeki çöküntü düzelmeyen yastığını
kokumuzun sindiğini fark ettiğinde gözlerinin parladığı battaniyeyi
aynanın önündeki diş fırçamı
yedek anahtarını
küllükleri kokuyor diye dökmeye alıştırdığın korkumu
sırtımı ağrıtan ama otururken hiç şikâyet etmediğim sandalyeyi
duvardaki yağlı boya resimleri
üst komşunun kavga seslerini
arka odaya koymamı tembihlediğin büyük pet şişeleri
söküp son parçasını takamadığım bilgisayarını
telefonunun alarmını
markete giderken kullandığımız kaldırımı
hiçbir şeyinden iğrenmeyişimi
her şeyine eyvallahımın oluşunu özledim
seni değil.
10 Mayıs 2021
özledim
özledim seni. köpek gibi özledim. kalpsiz misin sen, canımı bu kadar yakıp siktin attın her şeyi? lan her şeyini sevdim senin, her şeyini. bir annen sever bu kadar seni, bir de ben.